Türkiyem - Turgut Uyar
Kitabı, Mart 2013 Ankara Kızılay'dan çok sevdiğim bir arkadaşla beraber almıştım. Yazın gelmeye başlaması, Türkiye'me olan özlem kitabın bu kısmını seri bir şekilde okumama sebep olmuştur.
Turgut Uyarı bu şiirlerinde gezmeye, Anadolu'nun her bir köşesinde bulunmaya ne denli bağlı olduğunu görüyoruz. Ankara'dan Ardahan'dan Kars'tan, Sakarya'dan bahsetmiş. Şiirlerde geçen isimleri açıp bakınca fark ediyor insan...
TÜRKİYEM
Seni boydan boya sevmişim,
Ta Kars'a kadar Edirne'den.
Toprağını, taşını, dağlarını
Fırsat buldukça övmüşüm
Sen vatanımsın, ekmeğimsin
Duyduğum, bildiğim zafersin yıllarca...
Zonguldak'ta 63 numara
Nazlı sahiller Akdeniz'de.
Sevdasın ciğerimden parça parça
Yarı kalmış dileğimsin
Sen Koçhisar'da tuzum,
Sille'de kızım...
Çift kulaklı Sürmene bıçağı belimde.
Varmışım çiğ köfte yemeye Adana'ya
Dadaloplu'ndan bir koçaklama dilimde:
-Şu yalan dünyaya geldim geleli..
Hey vatanım, bacım, sağdıcım, emmim
Senden bir yara her yerimde.
Desteye güreşmişim Kırkpınar'da.
Durmuşum da yorgunluk çıkarmışım,
Bir akşam vakti
Dört bardak kırtlama çayla Erzurum'da
...
Ya, ne dedim ben size... Adam seviyor hocam. Turgut Uyarın dilinden baharı dinlemek lazım bir de...
BAHAR BAŞLANGICINDA DÜŞÜNCELER
Şimdi Palandöken'de çoban Ahmet'in
Tabanlarının üç metre altında,
Sessiz bir bahar başlamaktadır.
Yol bulmuş da kar suları toprağa
İnce bir sevda gibi işlemektedir.
Böcekler tohumlar kıvır kıvır
Akdeniz'de, meyve bahçelerinde
Çocuklar erikler taşlamaktadır.
...
Şimdi İstanbul'un yazlıklarında
Sabahlıklı kızlar gül budarlar.
Geyve boğazındaki köy, babam
Bu uzun bir hikayedir, anlatamam.
İçimde bir tuhaf mevsim başlar
Dalarım uzun rüyasına tohumların
Bir kamış olur da büyürüm, kaygısız
Tuz Gölü'nün batak sazlıklarında.
...
Tabi Turgut Uyarın 'ağlamak' fiiline ve 'Turna'ya olan merakına ve buna yer veren şiirlerine de bakmak gerek...
TURNAM SENİNLE
...
Otursam da sabahlara kadar ağlasam
Yollar geçiyor içimden yollar, uzak yakın
Ah, doyamadım daha, doyamadım doyamadım
Aman turnam, aman bu düş olmasın sakın..
Ben neye sevdalıyım böyle, bilmem
Binlerce yıldız kayıyor kanımda.
Şöyle dolaşmak, yıllarca, yüzyıllarca
Hür, yayan yapıldak vatanımda
Aman turnam telin teleğin olayım
Beni kaçır, beni götür bırakma.
Kars olsun, Sivas olsun, Edirne olsun
Gözüm yok hiçbir şeyin yeşilinde, ağında
Beni taşı bitin olayım, kölen olayım
Bir arpa tanesi gibi kursağında...
Tanıştırayım... Turgut Uyarın Turnaları...
TURNAM BİR GÜN BIRAKMAYACAĞIM...
Güz geldi mi göçüp gidiyorsun buralardan
Mahzun kalıyor kalbim ve gözlerim..
Sen sevgileri ve yolları hatırlatıyorsun bana
Turnam, bir gün bırakmayacağım peşini,
Ömrüm oldukça ardından geleceğim..
Bir yamalı yelkenden sular damlıyacak
Veya gemici sarkıları söyliyeceğim bir şilepte.
Merhaba rüzgar diyeceğim, merhaba maden kömürü
Verin elinizi, kahve kokulu sahillere.
Turnam, bir gün bırakmayacağım peşini,
Cümle sevgiler, tekrar buluşmak üzre, veda.
Ormanlar, deniz çiçekleri, yunuslar
Vatanıma tuz biber gibi kalbimde ama
Bu sevda başka sevda..
Hiçbir zaman dertsiz kalmadı gönlüm
Bir çift gözden, bir yapraktan, bir kuştan.
Daima daha taze, daima yeni baştan
Turnam bir gün bırakmayacağım peşini,
Sen nereye, ben oraya, adım adım
İnsan sevdikçe iyileşiyor artık anladım..
...
Ne denmişse yalan hayat için,
İşte o, yaşandığı gibi sokaklarda.
Cümle geçmişimi aziz bileceğim
Turnam bir gün bırakmayacağım seni
Yaşamak ve sevmek için ardarda,
Ömrüm oldukça peşinden geleceğim...
Turgut Uyarın Dosta bakış açısı ve dost sevgisi...
BİR SESSİZ GECEDEN TURNAM
...
Sen olsan ne yapardın Turnam
Bir sandala atlamış denize açılmışsın
Yanında ne pusula, ne aş, ne azık
İşte karşında Dübbüekber, solunda Demirkazık
Salkım saçak bulutlar, delibozuk dalgalar.
Bütün rahatlıkları sahilde bırakmışsın
Mor rüyalar asmalarda, pembeleri yatakta
Yola düşüp Huu demişsin, Huu işitmişsin
Arpa boyu, çavdar boyu, minare boyu değil
Tutu ki gecelerde mısralar boyu ilerlemişsin..
Bir tuzlu sahilde ''Ben Robenson'um'' deyip
Kemali azametle kadem basmışsın.
Kumlarda ayağının çatlak çatlak izleri
Garip garip ses verirmiş attığın her adım,
Söyle Turnam, insan olsun, köpek olsun, karınca olsun
Bir dost aramaz mısın?..
Yürümüşüm akşam olmuş tabütüvan kalmamış
Boy vermeye başlamış yıldızlar kadir kadir.
Düşün, şimdi yanında - konuşmasanız bile-
Düşük omuzları, adım sesleri, saçları ile bir insan
Ne denlü ısınırdı yüreğim kimbilir?..
Okşamak geçerdi içinden parmaklarını,
Nefes alışını dinlemek uzun uzun.
Sonra, mesela: -Ahmet demek, Ne var, demesi.-
Bozkır karangu, yol uyanık, yıldızlar uzak
Ahmet demek, Mehmet demek, kardeşim canım demek
Bir muhabbet ki sıcaklığına benzer yazın
Ve cümle kanunlara kafa tutmak.
Bu böyle devam edip gitmelidir Turnam,
Bütün yaratılmışlara selam salmalı, selam almalı
İyi günlerden, kötü yıllardan, bahardan
Geceleri peşinde kaybolmuş diyarlardan..
Ah! Şimdi şu sessiz gecemde bana:
- Turgut, kalk gidelim.- diyen bir dostum olmalı...
İyi dilekler ve Turgut Uyarı tanımak üzerine...
TURNAM, BİR DEVİR ÇALSAK FELEKTEN
Dilerim ki, Tanrıdan yurdumun
Cümle çiçekleri açsın, kırmızı,mavi.
Yeşermedik yer kalmasın
Kuru ağaç kalmasın
Cennet misali...
Tamam, ben fakir bir insanım
Hani, yurdu kahveler, hanlar olanlardan.
Sürülüp çıkarılmış ömür boyunca
Alaca hatıralardan..
Bir şey değil benim unutmuşluğum
Ben gün gördüm vakitle yeterince.
Tut ki Vanlıyım, yahut Muşluyum
Kaderimi vurmuş sırtıma, düşmüşüm yola
Tenha kasabalardan..
Unutulmak, ama bundan hoşnut. Ve gezmek ama buna doyamamak.
...SE TURNAM
...
Bana ne, bir seher vakti Aladağ üzerinden
Cenuba dizi dizi turnalar geçecekse..
Alemde neyim var gözlerimden gayrı
Her yolun, her menzilin sevdalısıyım
Bir kuş, bir bıçak, bir balık dipdiri
Dünyanın sonundan yüzyıllar evvel
Ben bir garip insan bıkmış, usanmış.
Varsın şarkısız kalsın ömrümce dudaklarım
Suyunu hep aynı çeşmeden içecekse..
Ölümü hastalığı anlatan bir şeyler...
ÇIRILÇIPLAK
...
Senin de çelimsiz öksürüğün bir gün kardeşim,
Hasretle beklenir kapılarda.
Bir güzel alacakaranlık, baharda
Soluk bir bulut düşmüş alnına
Bir ahşap ev,
Arnavut kaldırımlı bir sokak...
Dünyada neler varmış bizden başka
Sevdikçe anlarsın
Kitaplar terlesin yalnızlıklarında
Sevmene bak...
Vakt hep akşamüstü olmalı değil mi?
Özlenen şarkılarla beraber
Bir sokakta sen gidersin, başkaları gider
Saatlerin zorundan kurtulmuş bir zamandan
Uzak, yakın sesler duyarak.
Sanırım artık Ela gözlüm'le de tanışıyorsunuz...
BİTMEMİŞ ŞİİRLER
Şöyle bir içten öpmeni senin,
Bin tane cennete değişmem..
Varsın yatağımız ipek olmasın,
Güzel vücudun danteller içinde değilmiş,
Ne çıkar...
O bütün tatlı saatlerinde gecenin
Güneş perdelere gelene kadar,
Kollarında bulutlarda gibiyim
Mehtap, saçağımızdaki buzlarda
Odamıza bir soğuk aydınlık dolmuş
Gözlerin gözlerimde,
Boynumda sımsıcak kolların,
Gündüz ki yorgunluğum kaybolmuş,
Seni her an yad ederim.
Sahibem, Efendim, Ela gözlüm
Gözlerinden öperim...
Boydan boya bekçi düdükleri sokaklarda
Gecemiz huzur içinde Ela gözlüm.
Öpüşlerin öpüşlerin ardarda.
Hem sevgi, hem şefkat dolu ellerin
Ne olur yine öyle yarın da
Binlerce şükrediyorum hayata geldiğime
Kollarında...
Bir başka lezzet var hayatta Ela gözlüm
Öteki alemleri bilmek istemem.
Şöyle bir içten öpmeni senin,
Binlerce cennete değişmem...
En beğendiğimi de sona saklamakla sanırım pek kötü bir şey yapmadım :)
İTHAF -2-
Şimdi ağlamıyorum da kötüsü
Gözlerim dolduğu halde bazı bazı.
İçim götürmiyerek seyrediyorum
Sağ tarafta boş kalan yatağımızı.
Bir şeyler akıyor ömrüm içinden,
Ufak tefek, süt beyaz, kan kırmızı...
Ben seni arıyorum rüyalarımda
Geceler içinde bir yıldız, bir yıldızı.
Bir perişan haldeyim sen gideli,
Sorma, Bekir efendinin kızı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder